Bir küçük tomurcuksun ve bugün senin açılıp tüm güzelliğinle gül olacağın gün. Heyecanla uyanıyorsun,  kendi içinde tüm hazırlıklarını yaptın,  güneşin ışıklarını bekliyorsun. Ve beklenen an geliyor; güneş dünyanın her tarafına gönderdiği o eşsiz ışıklarını sana da gönderiyor. Onların sana faydası sayesinde istediğin oluyor. Artık kırmızı, sarı ya da beyaz güzel bir gülsün. İnsanlar tarih boyunca seni hiç tomurcuk olarak sevmediler. Hep gül haline vuruldular, hepsi gül haline âşık ve meftun kaldılar. Seni gül yapan son hamle bir parça güneş ışığı.

Baharların en güzeli yaşanıyor bu yıl dünyada. Türkiye’nin en güzel yerinde olgunlaşmayı bekleyen bir kirazsın. Her şey yolunda gidiyor. Ağacın çok büyük ve kuvvetli, bahçıvanın bakımını çok iyi yaptı, toprağın rüzgârın hepsi normal. Ama insanlar seni yeşil gördükçe hiçbir hamlede bulunmuyorlar. Kimse seni dalından koparıp yemenin ne zevkli bir eylem olduğunu anlatmıyor.  Aradan birkaç gün geçiyor. Sen yüce yaratıcının en büyük ışık kaynağı güneşten aldığın enerjiyle yemyeşil halini gördüğün en güzel kırmızı haline getiriyorsun. Her gören hayranlığını ifade ediyor.  Seni harika bir kiraz yapan son hamle bir parça güneş ışığı.

Ve sen ne açmamış bir gül tomurcuğu ne de renklenmemiş bir kirazsın. Sen merhametin en büyüğünü hak eden bir sultan, bilinen en yüksek makama çıkacak birey, etrafına güneş olabilecek muhteşem bir varlıksın. Sen insanoğlusun.

Umursama etrafındakilerin yaptığı hataları. Görme komşunun, iş arkadaşının, çocuklarının seni kızdıran davranışlarını. Herkesi olduğu gibi kabul et ve kucakla. Kendinin de kabul görmesini  umut et, bunun için savaş. İnsanlarla barışmak için kendinle barışmayı yapılacaklar listesinin ilk maddesine koy.

Umursama biraz daha fazla yemek için haksızlık yapanları, dünyanın tatlılığını ve ahretin varlığını inkâr edenleri, malını kendine ayırıp zenginliği bulunmaz hazine sayanları ve yaşatmak için yaşamayanları. Öğret onlara yemenin değil yedirmenin ne zevkli bir duygu olduğunu, dünyadaki bir parça güneş ışığının nelere kadir olduğunu. Öğret onlara “veren elin alan elden üstün olduğunu”, zenginliğin muhtaçların ihtiyaçlarına kullanıldığında değer kazandığını ve mızrağın çuvala sığmayacağını. Öğret onlara almadan vermenin ne kadar anlamlı bir insanlık olduğunu.

Umursama etrafına dikkatli bakmayanları, dünyayı kendi ekseninde algılayanları. Hem de hiç umursama insanın kalbindeki güzelliği göremeyip kabukla ilgilenenleri. Öğret onlara dostum duyarlılığın ne demek olduğunu, sahibi olduklarını yakından uzağa doğru paylaşarak nasıl mutluluğa ulaşıldığını. Mevlana misal bir ayağını insanlığa sabit kıl ama diğeriyle “kalmasın alaka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül”. Suretlerin değil suretlerde saklı güzelliklerin kaşifi ol. En büyük yeteneğin etrafındaki ihtiyaç sahiplerini bulma ve ihtiyaçlarını giderme olsun.

Umursama her şeye kızanları, herkesi başarısız ve tembel görenleri. İlgin olmasın bencilliğin zirvesini yaşayanlarla. Öğret onlara hayatta hiçbir şeyin insanı kırmak kadar önemli olmadığını, gönül kırmanın onulmaz yaralar açacağını, herkesin başarısının kendisiyle ölçüleceğini, en başarılı insanın etrafına en fazla katkı yapanın olduğunu. Dünyanın sahibi Mevla’mız üstünlüğü dini yaşamaya vermişken muhtaç kişiyi hakir görmenin ne anlatılmaz bir ayıp olduğunu öğret onlara. İnsanın tevazuyla göklere yelken açabileceğini, yaşamında mütevazı olanın nasıl da büyüdüğünü anlat .

Umursama değişime kapanıp insanı sabit zannedenleri, hayatı okumayı bilmeyenleri ve kendilerini tam olarak düşünenleri. Onlara öğret en basit makinenin bile yeni modellerinin çıktığını, insanın öğrenebilen bir canlı olduğunu, hayatı okumanın insanca ve insanla yaşamak olduğunu. Paranın, evin, arabanın çok da kıymetli olmadığını.  Maddi zenginliğin mezarı dolduramadığını ama iyiliklerin doldurabileceğini öğret lütfen. Birbirine yardım yaparak alanın da verenin de kendilerini tamamladığını öğret.

İnsanlığın vasfı insanca yaşamaktır. İnsanca yaşama ise sorumluluklarını yerine getirip, etrafına karşı duyarlı olmaktır. Rahmet hazinesi en geniş olan yaratıcı varlığın tamamını insanların hizmetine sunmuştur. Zerreden galaksilere kadar her şey bize hizmet eder. Güneş her taraftan görünür ve herkese ışığını ulaştırır.

Haydi güneş olalım. En yakınımızda bulunandan başlayarak yardım etmenin, iyilik yapmanın ne kadar mükemmel bir duygu olduğunu yaşayalım. Güneş gibi ışığımızla hasta bir insana derman olmayı hedefleyelim. Birkaç insanın gecesini ışıklarımızla ve iyiliklerimizle mutlu bir bahar sabahına çevirelim.

Haydi güneş olalım. Ve şunu asla unutmayalım. Güneş her bitkiyi olgunlaştırır, her karanlığı aydınlatır ama kendi ışığında bir eksilme olmaz.

 

Murat ÇOLAK
ÖZEL MENDERES İLKÖĞRETİM OKULU-MÜDÜR YARDIMCISI

MURAT_ÇOLAK