Prof.Dr. Serdar Saydam, akrabaları arasında, üç veya daha fazla kişide meme, yumurtalık, pankreas ve prostat kanseri bulunan kişilerin mutlaka genetik danışmanlık ve kontrol amaçlı doktora başvurması gerektiğini söyledi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Serdar Saydam, erken yaşlarda görülen meme kanserine yakalanan hastaların yumurtalık kanseri açısından da takibe alınması gerektiğini söyledi. Bilinçlenme arttıkça hastaların genetik testlere daha çok rağbet ettiğini ifade eden Dr. Saydam, BRCA-1 ve BRCA-2 testi pozitif çıkan hastaların meme kanserine yakalanma riskinin yüzde 85’e kadar çıktığını belirterek, “Normalde bir kadının meme kanserine yakalanma olasılığı yüzde 8-10 arasındadır. Belirttiğimiz genetik testleri pozitif çıkan kadınların meme kanserine yakalanma riski yüzde 85’leri bulur. Yumurtalık kanseri açısından ise bu oran yüzde 60’lara kadar çıkar. Eğer testlerde genetik geçişli bir kanser saptandıysa hastalara memelerini boşaltmalarını öneriyoruz. 30-40 yaşları arasında meme kanseri saptanan kişilerin %6-18 arasında bu test pozitif çıkıyor. Yani Angelina Jolie ameliyatı gibi meme dokusunun boşaltılıp içirişine slikon konulmasını öneriyoruz. Yumurtalıklarının ise yaşı ve hastanın durumuna göre karar veriyoruz. Hamilelik düşünülmüyorsa yumurtalıkların alınmasını öneriyoruz. Bu ameliyatlar sayesinde kanser oluşmadan, organı ortadan kaldırarak kanseri önlüyoruz” dedi.
Uyarılarda Bulundu
Dr. Saydam, şu uyarılarda bulundu: “50 yaşın altında meme kanserine yakalanmış hastalar, hızlı seyirli meme kanseri olup 60 yaş ve altında olanlar, iki memesinde de meme kanseri olanlar, ailesinde akrabalarında 3 veya daha fazla kişide meme, yumurtalık, pankreas, hızlı seyirli prostat kanseri olanların genetik danışmanlık almaları uygun olur”