Umut ve Yaşam Derneği Başkanı Dr Nimet Baki “Yılda 165 bin kişiye yeni kanser teşhisi konuluyor. Bu artarak devam edecek. O nedenle kanserden korkmayın geç kalmaktan korkun” dedi.
“Her şey bekler ama sağlığımız asla”
Çağımızın baş tehlikesi olan ve tamamen önüne geçebilmek adına çalışmalar yürütülen kanser, ölümcül bir hastalık niteliği taşıyor. Ciddi sonuçların oluşumuna zemin hazırlayan kansere karşı farkındalık oluşturmak ve bilinçlendirmek için 1-7 Nisan tarihleri arasında kanser haftası düzenleniyor. 13 yıldır gönüllük üzerine kurduğumuz Umut ve Yaşam Derneği olarak amacımız kanser hakkında farkındalık oluşturmak,erken teşhisin önemini belirtmek ve hastalara umut olmaktır. Bu güne kadar yaptığımız onlarca proje ile binlerce kanser hastasına umut olduk, başlattığımız kanser tarama araçları ile yüzlerce kadında erken teşhisi sağladık. Her sene artan kanser vakaları ve bu vakaların gittikçe erken yaşlarda görülmeleri kanser hakkında farkındalığın ne derecede önemli olduğunu vurguluyor. Özellikle kadınlarda sıkça görülen rahim ağzı,meme kanseri gibi vakalarda erken teşhis büyük oranda hayat kurtarıyor. Düzenli olarak yaptıracağınız taramalar erken teşhis için büyük bir önem arz etmektedir.
Umut ve Yaşam derneği olarak kanser taramalarının önemine dikkat çekerek, “Kanserden korkma geç kalmaktan kork, diyoruz. Kansere yakalanabiliriz ama birçok kanser türünde erken tanıyla beraber kurtulma oranlarımız çok yüksek. Meme kanserinde erken tanı yüzde yüze yakın oranda hayat kurtarıyor. Derneğimiz şu ana kadar binlerce insana dokunmuş.. Her yerde halkımıza yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bedenimizden daha değerli hiçbir şeyimiz yok. Her şey bekler ama sağlığımız asla diyoruz. Korkmamalı ve taramalarımızı muhakkak yaptırmalıyız” diye konuştu.
Yüzde 35 ila 40’ı gençler arasında görülüyor”
Yılda, 165 bin kişiye yeni kanser teşhisi konulduğuna dikkat çeken Baki “Bu artarak devam edecek. Türkiye nüfusunun yüzde 50’si ise 25 yaş altında. Demek ki gençlerimizi farkındalık konusunda iyi yetiştiremezsek bu hastalık daha da ilerleyecek. İlerlemesinden de önemlisi geç vakalarla karşılaşacağız. Taramalar Tüm Türkiye çapında sürdürülmektedir.. Erkek, kadın, çocuk hiçbir kısıtlaması yok. Kanser vakaları özellikle genç yaşlara inmeye başladı. Kanserlerin yüzde 35-40’ı gençler arasında görülüyor. Özellikle testis kanseri vakaları çok arttı. Kapımız bu vakalarla çalınıyor. Gençlerimizin özellikle cep telefonlarını çok fazla üzerlerinde taşımamaları ve mümkün olduğunca uzak durmaları lazım.
“Radyoterapi ile tedavilerin süresi kısaldı”
‘Kanser çağımızın vebası’ diyen Dr Nimet Baki “Kemoterapi, immünoterapi, cerrahi yaklaşımların dışında radyoterapideki yenilikler çağ atlamış durumda. Özellikle hedefe yönelik tedavi, tümörü tam hedeften vuran tedavi cihazlarla hem yüksek doza çıkılabiliyor hem de etrafındaki normal dokularımızı maksimum korunuluyor.. Radyoterapi cihazlarının en önemli özelliği tedavileri çok kısa sürelere indirmiş olmasıdır. Yani hasta, tedavi sırasında 2-3 dakika yatıyor. Bu neticede tümörü daha iyi takip edip tümör yer değiştirmeden onu daha iyi vurabiliyoruz. Aynı zamanda görüntülemedeki yenilikler de bize bu konuda çok yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı.
“Her yıl 14 milyon insan kanser oluyor”
Umut ve Yaşam derneği başkanı Dr Nimet Baki kanserin eskiden kalp hastalıklarından sonra en sık görülen hastalık olduğunu fakat artık Amerika’da en çok görülen birinci hastalık ve dünyanın en ciddi sağlık sorunlarından biri olduğunu belirtti. Kanserin türü ve sıklığının toplumdan topluma değiştiğini ifade eden Baki, “Dünyada her yıl 14 milyon insan kanser oluyor. 8 milyonu da kanserden ölüyor. Ülkemizdeki kanser sıklığı arada bir
yerde. Yani Avrupa’dan az ama doğudan fazla. Kanserin yüzde 10’u gibi az bir oranı genetik etkenlere bağlı. Ülkemizde kanser sıklığı erkeklerde biraz daha fazla” diye konuştu. . Tütün kullanımı kanserde en büyük risk faktörü. Kanserden ölümlerin yüzde 22’sinden tütün ürünleri sorumlu. Umut ve Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr.Nimet Baki, “Kanserden ölümlerin yaklaşık üçte birinden, yüksek vücut kitle indeksi, düşük meyve ve sebze tüketimi, fiziksel aktivite eksikliği, tütün ve alkol kullanımı sorumlu” diyor. İRÜS DE KANSER EDİYOR Hepatit ve insan papilloma virüsü (HPV) gibi enfeksiyonlar nedeniyle gelişen kanserlerin de oranı yüksek. Düşük ve orta gelirli ülkelerde kanser vakalarının yüzde 25’inin nedeni söz konusu biyolojik kanserojenler. Rapora göre, kanserler nedenlerinin yüzde 50’si çevresel. Yani, sigara, obezite, virüs ve bakteriler, ultraviyole ışınları, alkol ve kimsayal kanser yapıcılar. Yüzde 35’i çoğu yaşla birlikte artan rastgele mutasyonlardan kaynaklanıyor. Yüzde 15’i ise kalıtsal geçiş ve ailesel yatkınlıkla gelişiyor. Dr.Nimet Baki yaşlanmanın da kanser gelişimi için başka bir temel faktör olduğunu hatırlatıyor. Yaşla birlikte kanser sıklığının “dramatik” bir şekilde arttığını belirtiyor: “Bunun üç ana nedeni var. İlki hücresel hasarların birikmesi. Bağışıklık sistemi fonksiyonunun azalması ve hücresel tamir mekanizmalarının daha az etkili olması da diğer nedenler.” Dr.Nimet Baki,dünya sağlık örgütünün verilerine göre en sık rastlanan kanser türü akciğer ve meme kanseri. WHO’ya göre diğer kanser türlerinin sıklığı şöyle devam ediyor: Dr. Baki 20 madde ile kanserden nasıl korunulması gerektiğini anlattı. Kanserden korunmak için bu önerileri dikkate alın Kişi ideal kilosunu korumaya çalışmalıdır. Tek yönlü beslenmeden kaçınılmalıdır. Et, süt, tahıl, meyve- sebze ve yağ olmak üzere tüm besin gruplarından gün içinde uygun miktarlarda tüketilmelidir. Günde 5 porsiyon meyve ve 2 porsiyon sebze yemeye dikkat edilmelidir. Kanserden korunmada posa alımının çok önemlidir. Bu sebeple beyaz ekmek yerine çavdar, kepek veya tam buğday ekmeğini tercih edilmelidir. Kabuklarıyla yenebilen meyveler soyulmadan tüketilmelidir. İdeal kilonun korunması amacıyla, fazla şeker tüketiminden kaçınılmalıdır. Pişirme yöntemi olarak fırında veya haşlamayı tercih edilmelidir. Kızartmalardan uzak durulmalı, yemekleri fazla kavurmadan pişirilmelidir. Sigara içmemek ve içilen ortamlarda bulunmamak önemlidir. Hareketsizlikten kaçınılmalı, günlük fiziksel aktiviteleri artırmaya özen gösterilmelidir. Haftada en az 2 gün spor yapılması sağlıklı bir yaşam için önemli koşullardandır. Günde 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Çay ve kahve tüketimi azaltılmalıdır. Kahve içerken süt tozu yerine yarım yağlı süt kullanılabilir. Asitli içecekler, hazır meyve suları gibi şeker içeriği yüksek içecekler yerine, az şekerli komposto, hoşaf, taze sıkılmış meyve suları içilebilir. Aşırı alkol alımından uzak durulmalıdır. İçerdiği Omega- 3 yağ asidinin olumlu etkilerinden faydalanmak için haftada 2 veya 3 kez balık tüketimi önemlidir. Brokoli, karnabahar, lahana gibi antioksidan içeriği yüksek besinlerin tüketim sıklığı artırılmalıdır. Her türlü besinin iyi yıkanıp temiz hazırlanmasına özen gösterilmeli ve temiz su kullanılmalıdır. Kızartma yağları tekrar tekrar kullanılmamalıdır. Doğrudan ateşte pişirilen yiyecekler haftada en fazla bir gün tüketilmelidir. Günlük tuz tüketimi 5 gramın altında olmalıdır. Salamura, turşu gibi tuz oranı yüksek yiyeceklerin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Salam, sosis ve tütsülenmiş yiyecek gruplarından mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Gün içinde 2 bardak süt veya yoğurt tüketimi önemlidir. Özellikle yaz mevsiminde direkt güneş ışığından kaçınılmalıdır.
Sağlık kontrollerimizi, doktor kontrollerimizi düzenli yaptırmalıyız. Çünkü, sağlığımız bizim en değerli hazinemiz. O nedenle Umut ve Yaşam Derneği her zaman yanımızda” dedi